top of page

Can Yücel / Ellerimde Bir Göztaşı

  • Yazarın fotoğrafı: murat kayseri
    murat kayseri
  • 10 Eyl 2018
  • 1 dakikada okunur

Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum Ne bileyim, bir damlanın böyle deniz olduğunu Şaştım, mavi bir fal gibi açılınca önümde Giritli bir ölümüm varmış, bir balıkçı fitil gibi Patlayacakmış avucunda otuz çubuklu gençliğim Üç günde mi desem, üç gökte, üç kulaçta mi Ben ki, o camgöbeği çiçekler açan ağaç Kırılmaz bardaklar gibi tuzla buz olacakmış Ne zaman boğulsam böyle yosun kokuyordu ışık Sabahçı kahvelerde bir çiroz ötüyordu Ve dalgalarımı geçen o deniz şoförleri Böyle uyur düşlere bindirmiş gemiler Uyuklar gibi üstünde mermer masaların Bir tahta parçasıydım, osmanlı bir kazadan kalmış Yüzüyordum, islam kaptanın ahşap ayağında Öbür tahtalara öbür insanlara doğru Cumhurdu mürekkep balığı, simsiyah yüzüyordum Ne bileyim, bir korkunun böyle destan olduğunu Ağardım, nişanlayınca gece ve yavrulayan yalnızlık Ya da ilk insanın doğdugu, öldüğü dağdi Moby Dick Nefes aldıkça filbahriler köpürüyordu sulardan çanlar çalıyor kulaklarımda, yunuslar yarışıyordu Alyuvarlar, dolkuşları ve rüzgar midyeleri Dedim, dünya gibi bulut yok dünya üstünde Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum Ne bileyim, bir türkünün böyle Veysel olduğunu Açıldım, çıkmaz bir sokak gibi, kapanınca denizde.

Can Yücel

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Aşk Defteri

Dalları kırılmış sevda gülümü Kurutmaktan başka çare kalmadı. Dermansız sözlerle hasta gönlümü Avutmaktan başka çare kalmadı. Bahtım...

 
 
 

Yorumlar


BAYBARS RADYO
bottom of page